Wild West Gold
Wild West Gold… Adı üstünde, batının o tozlu, sert havası ekranına doluyor. Oyunu Slotter’da açtım, bir anda kendimi şerifin ofisinde buldum sanki. “Vur de vuralım” kıvamında bir atmosfer var. Oyun daha başlar başlamaz kafamda bir ses: “Bugün o altınları sen çıkaracaksın dostum.” Dedim, “Hadi bakalım kovboy, ver gazı!”
Bu oyunda öyle sakin sakin dönmüyor makaralar. Her spin bir düello gibi. Semboller arasında şerif yıldızı, kovboylar, altın çuvalları… Hele wild sembolleri yok mu, tam bir efsane. Çarpanlı wild gelince insan bir tuhaf oluyor. Kalp çarpıntısı, ter basması, ama tatlısından.
Ve tabii ki bedava dönüşler… Üç scatter denk gelsin diye resmen ekranın içine giresin geliyor. Gelince de kopuyor zaten. Wild’lar sabitleniyor, çarpanlar üst üste biniyor. Her bir dönüş ayrı bir “acaba bu sefer kasa patlar mı?” hissi.
Slotter’da bu oyunu oynamanın bir başka keyfi var. Donma yok, spin basarken ah çektiğin anlar yok. Ne varsa ekranında, o. Oyun hızla akıyor, sanki o kovboy çizmelerini giyip vahşi batıya inmişsin gibi. Mobilde de çalışıyor mis gibi. Metroda, iş çıkışında, lavaboda bile fark etmez. Her yerde kazan, her yerde Vahşi Batı’yı yaşa.
Ve destek ekibi? Valla adamlar sanki arka sokaktaki barın sahibi gibi. “Sorun mu var kardeşim?” der gibi hemen yetişiyorlar. O yüzden diyorum ki, oyunun adında “wild” geçiyor ya, aslında kazançları da öyle: vahşi ve bol.
Wild West Gold, sadece makaraları döndürdüğün bir slot değil. Bir western filmine başrol gibi dalıyorsun. Kovalama, silah sesleri, çuvalla altın… Hepsi bu oyunda.
Ve Slotter farkıyla oynayınca, olay bambaşka. Oyunun atmosferine giriyorsun, kopuyorsun. O kadar gerçekçi ki, bazen spin basarken “hadi ulan, bir daha çek tetiği!” diyesin geliyor.
Vahşi batıda herkes altının peşindedir ama sadece cesurlar bulur derler. Wild West Gold da işte tam böyle bir oyun. Kazanırsın, kaybedersin ama bir gerçek var: Cesaretin varsa Slotter’da bu oyuna dalarsın. Belki de hazine, senin bir sonraki spin’indedir.
Bazı oyunlar vardır, daha başlamadan ağır durur. Buffalo King işte tam öyle. İsminden bile “ben…
Şimdi sana bir oyun anlatacağım ama bak, öyle sıradan bir şey değil bu. Aslan var…
Bak dostum, bazı oyunlar vardır... daha isminden belli eder kendini. “Fire Strike” diyor ya oyun,…
Şimdi bi dur. Gözünü kapat ve hayal et: dışarıda kar yağıyor, battaniyeye sarılmışsın, elinde sıcak…
Bak güzel kardeşim... Athena diyince aklına ne geliyor? Evet, Yunan mitolojisi, bilgi, zeka, strateji falan.…
Şimdi... dürüst olalım. Prenses deyince aklına masal geliyor, değil mi? Ama bu prenses var ya...…